Geçen bir yılın ardından…

muzafferkeskin2008

Söylenecek ne var ki?
düşünceler,  kelimeler,  geçmişi değiştirebilir mi?

Değiştirmez…

Tarihe not düşmek adına kayıt edilmeli yaşananlar.  Yapılan hatalar,  söylenen sözler, güvenilen insanlar.
Ne oldu şimdi? ne demeli…

Acısıysa, hüznüyle, entrikalarıyla koskoca bir yıl…  son dört ayı ise karanlık…
Sözcükler, kelimeler boğazımda düğümleniyor. Haykırışlarım sessiz kalıyor.  Sus diyorum kendi kendime. Konuşursam bir çok kişinin kalbi kırılacak, sus…  En iyi yaptığım şey zaten.

Yeni bir yıldan hayata bakmak…
Yılmaz Erdoğan’ın şiiri geldi aklıma “Yeni bir sayfadan sana bakmak” diyordu…
Yeni bir sayfadan bakabilmek… Geçmişin izlerini örtebilecek, acıları, hüzünleri, derinlere hapsedecek ve onları orda unutturacak yeni bir sayfa…

Yeni bir yıldan hayata bakmak…
Huzur’a, mutluluğa duyulan özlem ile…

Yeni bir sayfadan sana bakmak (Yılmaz ERDOĞAN)

her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok

uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine

sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır

bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar

verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
Allah’a inanmaktır

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *