Oysa ki iki dudağının arasındaydı mutluluk sevdalısının ama susmayı tercih etti leyla. Mecnun’un düğümlendi boğazında kelimeler, titredi elleri, süzüldü yanağından aşağıya göz yaşları. Ölüme mahkum olmuş idamlık gibi son arzusu düşündü, ölmeden önce.
Oturdu bir sigara yaktı, öksürdü. Oysa ki nice masallarda prenses, nice düşler peri gibi resmetmişti kalbinine…
Rüzgar’da savrulan sigaranın külleri gibi savruluyordu benliği. Çırılçıplak kalmış hissetti, üşüdü. Sevdasının ellerinden kayıp gitmesine ses edemedi sustu, karanlık bir odaya hapsetti kendini, İçinde bulunduğu dört duvar arasında yürümeye başladı adam, dudaklarının arasında sönmüş bir sigaradan geriye kalanla, nefes alamadığını fark ettiğinde şafak yeni yeni ağarıyordu sigarasına uzandı, sensiz ilk sabahım diye mırıldandı, bir sigara daha yaktı…