Aramak…

Şarkıların sözlerinde arıyorum kendimi…
Kimi zaman buluyorum, kimi zaman daha da kaybediyorum…
Belkide bir ses, bir ışık bekliyorum Tanrı’dan!.. “Bana gel” diye…

Daha ne kadar acı verebilir bu hayat?
Duvarlar üzerime üzerime geliyor…
Yok olsun istiyorum hepsi…
Bir çayır, bir ağaç ve bir ip…

Ve bir hikaye…
Ağacı sıkı sıkıya toprağa bağlamak istiyordu küçük çocuk… Ağaç dediğime bakmayın fide’ydi aslın da o, büyüyecek ve ağaç olacaktı, kökleri toprağı öyle bir saracak’tı ki hiç bir fırtına kopartamayacaktı onu topraktan, hiç bir sarsıntı ve depremi umarsamayacaktı çünkü kökleri güçlü olacaktı, böyle olmasını istiyordu küçük çocuk… Fide büyüyüp kendi kökleri ile direnmeye başlayana kadar onu ayakta tutacak yıpranmasını, eğrilmesini, kırılmasın önleyecek onu koruyacak iki adet uzun destek sopasına ihtiyacı vardı, yanın da getirdiği sopalara baktı işini gürürdü ama gücü yetermiydi ki onları topraya saplamaya ve acaba fide bağlanmak istiyormuydu? bunu düşündü dizleri üstüne çöktü ve fide’ye bakmaya başladı… Anlayabilirmiydi onun ne istediğini, onunla konuşmadan… Anlayamazdı, anlamadı… ve onu olduğu gibi bırakmaya karar verdi, eğer ki fide’nin kaderin de ağaç olmak varsa olacaktı zaten… Ona sadece sevgisini vermeyi düşündü.. Böylesi daha doğru olacaktı… Fide’nin kendisi istemeliydi toprağa bağlanmak, kök salmak, büyümek güçlenmek… Hava kararıyordu eve dönmesi gerekiyordu, oysaki hiç ayrılmak istemiyordu yanından, yalnız bırakmak istemiyordu onu… Ama mecburdu…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *